1923 yılında Nezihe Muhiddin öncülüğünde 13 kadın tarafından kurulmak istenen Kadınlar Halk Fırkası “1909 tarihli seçim kanuna göre kadınların siyasi temsilinin mümkün olmadığı” gerekçesi ile reddedildi. Zaten kadınlar 1934’e kadar oy bile kullanamayacaktı daha.
Şu dönem de dahi bazı saygıya değer gördüğümüz partilerin BÜTÜN kadrosu erkeklerden oluşmakta. Komik tarafı “kadın kolları” diye adlandırdıkları birimlerinin dahi böyle olması. Sizce böyle bir ortamda mantıklı bir karar alınabilir mi? Homojen bir ortam heterojen ülke hakkında ne kadar doğru yargılara varabilir? Bu ülkenin YARISI kadın bunu asla kafalarından çıkartmamaları gerekirken olan duruma bakın?
Artık en az yarısının hatta daha da fazlasının kadın olduğu partiler, meclisler görmesi gerek Türkiye’nin. Bunca yıllık yazılan tarih boyunca erkek güya egemen siyaset yön verdi dünyaya belki tam tersini denemenin zamanı gelmiştir? Ben artık art arda kadın cumhurbaşkanları, başbakanlar ve başkanlar görmek istiyorum dünyada. Çünkü biz bunu hak ediyoruz. Biz insanlar olarak eşit görünürlüğü hak ediyoruz. Kadın başkanlar ne türünün ilki ne de istisnası olacak.
Korona virüs’ ü yönetmekte kadın başkanların daha başarılı olduğu üzerine bir araştırma okumuştum. Bu ve bunun gibi nice örnek gelecekte güzel bir dünya için eşit görünürlüğe sahip olmamız gerektiğini gösteriyor.