Bir Pera Palas Romanı: Salon Köşelerinde

2.Abdülhamid dönemi İstanbul zenginleri etrafında oluşan bu roman sizi o zamana götürecek. Halkın ve devletin sömürü durumunda olduğu elit kesimin balolardan balolara tiyatrolardan tiyatrolara gezdiği o alemde bir İngiliz kızı Lydia ile bir Türk oğlu Şekip’in yaşadığı ilişkiyi bize gösteriyor.

Yabancılar etrafında şekillenen bu sosyete içerisinde kendine bir yer bulmaya çalışan Şekip Bey vals konusunda üstün derecede başarılıdır ki zaten kitap boyunca tek başarılı olduğu yanı da odur. Pera Palas’da Lydia ile yaptığı danstan sonra birbirine aşık olan çift kitabın sonunda da mutluluğu yakalayamazlar. Ama bize Şekip’in gözünden o zamanın milliyetçiliğini gösterir yazar.

Şekip o dönem kitapları içinde yeni bir mirasyedi tipi hatta karakteri oluşturur. Şekip’in tek işi eğlence, balo ve partilerdir ama ülkesinin içinde bulunduğu konumdan hem memnun değildir hem de bunun için gerekirse sevdiği ile sonsuza dek ayrılmayı göze alacak kadar merttir. Bu yönü ile Bihruz Bey gibi tiplemelerden farklıdır.

Salon Köşelerinde o dönem elitini çok güzel ve akıcı anlatan bir kitaptır. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.