Deprem, yer sarsıntısı veya zelzele[1], yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır.
Bu olayı tıpkı bir elmanın pörsümesine de benzetebiliriz.(Coğrafya öğretmeni Halil İhsan Begimgil)
Yani bu hareketler devamlıdır.
O halde nasıl önlem alabiliriz? Biz bırakın önlem almayı yapılması gerekenleri bile yapmıyoruz .
Size 1969 da başımdan geçen bir olayı nakledeceğim ortaokul birinci sınıf bitmiş yazın inşaatta çalışıyorum. Molada işçilerle konuştuğumda okumanı pek bir önemi olmadığın söylediler inşaat mühendislerin kendileri kadar inşaat tan anlamadıklarını belirtiler. Örneklerle izah ettiler. 8 lik demir kullanılması gereken yerlere projede 10 luk demir koyduklarını 10 luk demir yerine ise 12 lik demir koydukların) halbuki kendileri sadece gerektiği kadar demi kalınlığı kullandıkları ve yaptıkları binaların yıllarca ayakta kaldığını onların bu işten anlamamaları yüzünden inşaat maliyetleri fazla çıkardıkları. Ve kendi bildikleri yaparak inşatları makul fiyata çıktığını söylediler.
Eve gelince ilk işim İnşat Fakültesi son sınıfta okuyan ablama durumu nakletmek oldu. Ablam Tek cümle söyledi. Biz depremi de hesaba katıyoruz. Ve 17 Ağustos depreminde bu cümle kafamda çınladı. Maalesef Cahil cesur oluyor ve risk alıyor. Unutmayalım Japonya da deprem oluyor. Ama benzetme yerinde ise onlar kırmızı ışıkta duruyor. O halde bizde kurallara uyalım. Kısa vadeli karlı değil hep kazançlı çıkalım.
